31 Ağustos 2012 Cuma

vesaire


Bir geceye beni inandır diye kalkıp uzun yollardan geldim.
Masallara inanmak için çok geç kalmıştım zira.
Tabanlarım parçalanana dek seni sevdim sonra. Seni soludum. Seni içtim.
Eksik yanlarımı sana yapıştırdım. İlmek ilmek doladım boynuna.
Unutma istedim yarım kalmış cümlelerimi.
Sen daha iyi bilirsin diye sustum ben.
Ve bütün tüm sonları unutturdum,
sırf benden daha çok acıma diye.
Seni kustum ben sonra, bir haziran sabahında.
Daha fazla ağır gelmesin diye kazıdım pisliklerimi.
Bana seni soranları affedemedim.
Sokak kedilerini sevemedim.
O sevdiğin şarkıları hiç dinleyemedim.
Sıcacık gülümseyişini unutmadım da,
bir gün beni bulursun korkusuyla, üşüyemedim.


Şimdi bir kaç beden büyük geldi özlemin bana.
Tanrının elleri ne kadar da küçükmüş oysa.

23 Ağustos 2012 Perşembe

Bazen bir şeyler ters gider. Fazlasıyla ters.

Uykusuz geceler, sonu bir türlü gelmeyen kararsızlıklar, yalnızlıklar, baş ağrıları - falanları filanları.
İçinden çıkılamayan hesapları.

' Ve çok sebepsiz bazıları. '



Bir an hepsini elinizin tersiyle itip kaçmak istersiniz ya...
İşte onu istiyorum.
Dinlemeden, anlamadan, kimseye hiçbir şey açıklamadan.
Plan yapmadan.
Toparlanmadan. -Belki biraz hatıra; iki kare fotoğraf-
Uzaklaşmak her şeyden, hepsinden, hepinizden...




Ve ben böyle anlarda hep aynı şarkıyı dinliyorum: http://fizy.com/#s/1c60oy