Ağrı kesicilere bağışıklık kazanmak üzere olduğum günlerden
bildiriyorum. İçerde hava parçalı bulutlu, ara sıra yağışlı. Dışarıda, yaz günü
denize giren bebelerin sesleri evdeki durumla akıl almaz bir tezat
oluşturmakta. Sayemde herkes eve kapanmak zorunda kaldığından güneş
ışınlarından korunaklı, kanser riskinden uzağız. Ah ne hoş!
Kafamı duvarlara vurmadan unutabilmek istiyorum olanları.
Tüm bunlar bir rüyadan ibaret olsun istiyorum. Hayatı ve anları nasıl
tepetaklak ettiğimi, uykumdan uyanıp gülümseyerek anmak istiyorum. Salaklık
gümüş bir tepside sunulmasın bana, toza karışmış bir tavan arasında sıkışsın
istiyorum. Ama olmuyor… Durun, sağlam bir duvar bulup geliyorum.
Bazen, yukarıdaki ya da yandaki -net olarak her nerdeyse- al sana ders olsun diyerek kafanıza küt diye
bir şey indiriveriyor sanırım, gerçekten. Sadece siz onu nasıl ve ne zaman
alacağınız konusunda kararsız kalıyorsunuz. Mesela benim yatmaktan uyuşan götüm
hiç ders alacak kıvamda değil hala. Beynim de hali hazırda ‘nasıl yapsam da ufak
bir hafıza kaybı yaşasam acaba’ derdinde. Biz ders falan almıyoruz yani anacım.
Vazgeçsen bu sevdadan artık.
Yolladığın birkaç iyi adamın da değerini bilemedik tabi. Ama
yine de minnettarım bu konuda ne yalan söyleyeyim. Ne olmuşsa olsun ve her ne
olacaksa, bir yerlerde insanı hala gülümsetebilecek varlıkların olduğunu
düşünmek, ne kadar saçma olsa da, iyi geliyormuş insana. Yine de yetmiyor ama,
orası çok ayrı mesele. Bir ara tartışalım.
Ana fikre gelirsek;
atarsa 19.
Eğer atmazsa, daha sitem edeceğim çok şey var.
Kıyamam,yerim,ayrıca küpküçüktürüç >:o
YanıtlaSilBahtsızım işte, her konuda :) küpküpküpküçüküç
YanıtlaSilSen bahtsızsan ben öleyim ? :/
YanıtlaSilÖyle bir şey olursa beraber olur.
YanıtlaSil:-*
YanıtlaSil