Yüzün en çok bana yakışıyor, durmuyorsun. Bir hayalden
sıyrılıp gelen ama yorulmuş ve ama üşümüş bir kahraman gibi büzülüyorsun
dizlerime. Başım dönüyor. Mutluluk göz kapaklarıma inen bir perde gibi
hareketsiz kılıyor bedenimi. Konuşamıyorum ki kelimeler birikiyor. Yüzün en çok
bana yakışıyor diyorum inanmıyorsun.
Biraz ‘acaba’ biriktirdim bozuk para cüzdanlarına. Benim
için bakar mısın onlara? Bırakacağım en büyük miras budur, tüm o
aldatılmalardan sonra. Biraz kül biraz duman. Biraz zaman biraz talan!
Bir süre uyutsan beni. Masallar anlatsan sessizce; dinlerim.
Sana artık inanmadığımı söylemeyeceğim. Bir süre uyut beni ve yakalım bütün
gelişigüzelliğini şarkıların. Kanla yaz ki; bozulmasın. Sana artık sevmediğimi
söylersem, inanmazsın.
Tüm bu sesler kenetlenmek için yalnızlığa, iyi biliyorum.
Zoruma gitmiyor desem yalan olur ama büyüdüm. Kırmızıya boyanmış bir palyaçodan
kaçmayacak kadar büyüdüm. Ve gülemeyecek kadar acı biriktirdim kulaklarımda.
Bir yalana inanmak ne kadar kanatır dizlerimi bilmiyordum. Bilseydim, aşık bile
olabilirdim. Sana ya da bir başkasına.
Aklıma geldi de; ne zaman gelmiştin sen? Ve ne çabuk
gitmiştin. Hepsi mi bir rüya, ne kadarı aldanış? Ama olsun, sen korkma, ben
yine de uyanırım kızıl-sarı sabahlara. Ben, kendime bile iyi gelemiyorum, sen
sakın bana aldanma.
Yine de bir gün anlatacağım herkese tüm güzelliğini şehrimin.
İçimde kalmasın. Tüm viranlığına rağmen seni nasıl benimsediğimi söyleyeceğim
bütün sokak çocuklarına. İnanmayacaklar. İnandırmak için delireceğim. Böyle zamanlarda kaçamayacağımı öğrendim,
denemeyeceğim. Susacağım belki biraz, susayacağım. Dinlenmeye vakit
yaratmayacağım.
Sonra diyeceğim ki; ‘ ben sadece sendelemeden yürümeye çalışıyordum, ve O, sadece düşmekten korktuğu için bana tutunuyordu.’
Sonra diyeceğim ki; ‘ ben sadece sendelemeden yürümeye çalışıyordum, ve O, sadece düşmekten korktuğu için bana tutunuyordu.’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder